FİNAL DERGİSİ RÖPÖRTAJI
- 4yüz nasıl kuruldu?
ONUR-GÜLNUR-İLKAY-DİDEM:4yüz 2006 senesinde bir araya geldi.Temel Zümrüt ve Süleyman Yüksel'in konservatuar hocalarına ulaşıp proje için uygun isimleraramalarıyla başladı,bizde hocalarımız tarafından önerilen isimlerdik.Sonrasında proje bize anlatıldı, şarkılarda birkaçı dinletildi, biz soundu ve projenin içeriğini öğrenir öğrenmez fazla düşünmeden kabul ettik diyebiliriz.
-Ekip olarak böylesine uyumlu ve dinamik olarak çalışmayı nasıl başarıyorsunuz?Ekibin motivasyonunu ve dinamizmini sağlayan en önemli etken ne?
ONUR-GÜLNUR:Çok basit aslında hepimiz gerçekten sevdiğimiz işi yapıyoruz.Biraz şansda var tabii, grup olarak inanılmaz bir uyumumuz var, herkes başka konularda birbirini tamamlıyor, bu zordur ama biz gerçekten çok uyumlu bir grubuz, belkide zoru başarmak hoşumuza gidiyor.
DİDEM:Öncelikle hepimiz genciz buda çok büyük etkenlerden sadece bir tanesi.Onun dışında hepimiz birşeyler öğrenmeye açığız ve doyumsuzuz, buda bizi heyecenlı kılıyor aynı zamandada birbirimize çok bağlıyız, prodüktörlerimiz bize çok güveniyor ve destek veriyor.
İLKAY:İlk olarak biz gerçekten çalışmayı ve üretmeyi seven bir grubuz.Bunun yanı saıra gerçekten çok iyi anlaşıyoruz.Buda çok büyük bir şans aslında. Çok çalışıp ve gerçekte iyi anlaştığımız için herşey peşinden geliyor.
- Sanat, tasarım, tiyatro, dans, müzik olarak aldığınız eğitimler muhteşem bir kombinasyon yaratıyor?Başarınızda bununda etkili olduğunu söyleyebilirmiyiz?
ONUR-GÜLNUR:Kesinlikle biz çok özellikli bir grubuz galiba, bu ayrı alanlar aynı işte o kadar yararlı oluyorki klipte birimiz sahnede birimiz dans konusunda, birimiz kostüm ve oyunculuk konusunda hep birbirine yardımcı oluyor. Paylaşım ve yaratıcılık hiçbir zaman bitmiyor.
DİDEM:Tabii ki ben kendi adıma söyleyebiliyorum; çoğu zaman kostümlerde benimde bir katkım oluyor. Hepimiz konservatuar dışında birçok alanda da eğitim aldığımız için bu bizim için her zaman bir artı oluyor.
İLKAY:Kesinlikle.... dördümüzde sanatın farklı branşlarından geliyoruz ve sürekli paylaşım halindeyiz herkes hakim olduğu konularda yardımlarda bulunuyor ve bu grurubun performansını iyi yönde etkiliyor.
-Basında görselliği yüksek kaliteli müzik olarak anılmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
ONUR-GÜLNUR:Gerçekten mutlu oluyoruz. Bu demek oluyorki doğru yoldayız çünkü baştan beri hedeflediğimiz şey buydu, bunu yansıtabilmiş olmamız son derece keyif verici.
İLKAY:Bu iki konu içinde çok çaba harcamıştık hem görsellik hemde müzikal anlamda başarılı olmak istiyorduk, sanırım bu da en iyi şekilde anlaşıldı.
- Görsellik muziğin mutlak bir parçamıdır?
ONUR-GÜLNUR:Kesinlikle. Müzik önce kulağa sonra göze hitap eder, bazense tam tersi olabiliyor, tabii son yıllarda daha çok tersi gösterilmeye çalışılıyor maalesef ama bu albüm yapılırken öncelik müzik kalitesi ve vokallerin uyumundaydı.4yüz canlı vokal performans grubudur.Dansı ve kostümleri zenginlik katsın diye keyifle kullanıyoruz.Bizim için seyirci ve dinleyiciler konserden ne kadar mutlu ve tatmin olmuş olarak ayrılırsa o kadar mutluluk verici, bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz.
DİDEM:Bence görsellik müziğin bir tamamlayıcısıdır sahnede, çünkü yurt dışına bakıldığı zaman bütün sanatçılar şarkı söylemeleri dışında görsel şov da yapıyorlar gerek kostümleriyle olsun gerek dans şovlarıyla olsun. Biz de bu yolu takip ediyoruz.
İLKAY:Günümüz müzik sektöründe bu yurt içi ya da yurt dışı olsun görsellik gerçekten büyük bir önem taşıyor ve insanlar görsellikle zenginleştirilmiş kaliteli ve güzel müziklerle daha iyi tepki veriyorlar.
-Türkiye'de aslında sizin yaptığınız tarzda müzik yapmak anlamında bir boşluk vardı sevilmenizi yeni bir şeyler sunmanızla bağdaştırıyor musunuz?
GÜLNUR:Ben küçüklüğümden bu yana hep grup müziği ya da çok sesli müzik dinledim. Yurt dışında bu yeni birşey değil ama Türkiye için bir eksik gibi geliyor bana.Bu yüzden projeyi ilk öğrendiğimde hemen kabul ettim.Bizim halkımız çok duyarlı, inanıyorumki iyi ve kaliteli işler sonunda layığını bulur.Zamanla Türkiye de çok sesli müziğe ve batı sounduna alışacaktır ki sanırın bizimle biraz daha ısındılar bu yapıya.
İLKAY:Tabii ki bu da bir etken ama biz gerçekten çok kaliteli bir iş yaptığımızı düşünüyoruz.
-Kendinize yurt dışında örnek aldığınız isimler varmı?
GÜLNUR:Ben Destiny's Child hayranıyım, Beyonce, Christina Augilera. N'sync, Usher, Maria Carey, Whitney Houtson, Athena Franklin... Daha bir sürü sanatçı var.
DİDEM:Shakira,Beyonce,Christina Augilera, Maria Carey, Whitney Houtson, Celine Dion'u çok beğeniyorum.
-Hepinizin profesyonel anlamda bir geçmişi var; Onur dublaj sanatçılığı yaparken, Gülnur jenerik müziği seslendirmiş, İlkay'ın profesyonel basketbolcu olduğunu biliyoruz.Bunların ve müziğin haricinde başka işler yaptınız mı?
GÜLNUR:Ben bugüne kadar hep müzikle ilgili şeyler yaptım.Konservatuarda oyunculuk okudum ve bu dönemde çok önemli okul oyunlarımız oldu. dizi için çok teklif geldi ama okurken yapmak istemedim eğitimimi tamamlamak daha önemliydi benim için.
DİDEM:Müzik dışında benim avantajlarımdan bir taneside birkaç dil bilmem oluyor (İsveççe,İtalyanca ve İngilizce) ve tasarım yapmam.
-Özel hayatınıza, hobilerinize vakit ayırabiliyor musunuz?Nelerden hoşlanırsınız?
GÜLNUR:Konser, tiyatro ve sinemaya gitmek en büyük hobim. Evdeyken gece terasta kitap okumak. tam bir kitap kurduyum. Bunun dışında da dostlarımla ve ailemle vakit geçirmek tabiii...
DİDEM:Tabii eskisi kadar vakit ayıramıyoruz ama benim hobilerim çizim yapmak, seyahat etmek, yüzmek, sinemaya gitmek, arkadaşlarımla sohbet etmek, sahilde uzun yürüyüşler yapmak vs...
İLKAY:Aslında şu sıralar özel hayat ya da hobi diye birşey kalmadı çünkü çok yoğun çalışıyoruz.Ama bunun yanı sıra ben canlı müzik dinlemeye çok giderim.
-Müzik piyasasından beklentileriniz neler?
ONUR-GÜLNUR:Başta korsan ve bilgisayar konusunda bir çözüm yok.Çok emek var bu işte, neden anlamak istemiyorlar bunu anlamıyoruz.Biz kimsenin emeğini çalmak istemeyiz daha duyarlı olmalıyız.
DİDEM:Aslında beklenti değilde, dileğim en azından verdiğimiz emeklerin karşılığını alabilmek ve iyi bir yere gelebilmek.
İLKAY:Önyargılardan uzak pozitif yönde destek bekliyoruz.
-Kalıcı olmak ve yurt dışına açılmak sizin için ne ifade ediyor?
ONUR-GÜLNUR-İLKAY-DİDEM:Kalıcı olabilmek bir sanatçının en büyük amacıdır kuşkusuz ve dilini müziğini diğer ülkelere göstermek bir nevi kendi halkını temsil etmek en büyük onur ve mutluluktur.
İLKAY:Amacımız, bu grup kurulurken hedefler hep bu yöndeydi ve bizde çalışmalarımızı hep bu yönde ilerletiyoruz.